16 Aralık 2011 Cuma

DOGMA


Katolik inancını yoğun bir şekilde eleştiren bu film, adından da anlaşılabileceği gibi doğmatik inançları sorgulamakta ve dinin ne kadar da doğmatik olduğunu vurgulamaktadır.
Filmde komik bir şekilde ele alınan konular; başta meleklerin insanlara görünür bir şekilde yoldaşlık etmesi, doğru bilinen bir çok dini öğretinin aslında yanlış olduğu, özgür irade kavramının aslında hiç olmadığı, dini gerçeklerin çocuğunun başta katolik kilisesi tarafından değiştirildiği, tanrının bile insani özelikleri olduğu, tanrı dahil meleklerin de birşeylere  gereksinim duyduğu veya insani zevkleri olduğu, bir çok dini öğenin aslında sorgulanması gerektiğidir.

Dini öğretilere göre insana yoldaşlık eden iki melek bulunur. Filmde bu meleklerin yerini kurtarıcı kadına yoldaşlık eden farklı zevklere düşkün iki peygamber almaktadır. Bu peygamberler ile, aslında peygamberlerin ne kadar da insancıl varlıklar olduğu, sıradan insanlardan farklı olmadıkları, mucizelerinin tesadüflerden ve doğal yeteneklerinden kaynaklanan sıradan olaylar olduğu anlatılmaktadır. Ayrıca bu peygamberler ile, peygamberlerin birer kukladan farklı olmadıkları dile getirilmiştir. Çok fazla zekalarını kullanmayan bu insanlar, kendi kararlarından daha çok çevrelerinden ve ilahi güçten aldıkları talimatları yerine getirmektedirler. Gerçek hayatta da dini liderlerin birer siyasi lider olduğu veya siyasi otoriteler tarafından yönlendirilebildiği düşünülürse; Dogma filmi bu konuda da çok yerinde eleştirilerde bulunmuş diyebiliriz.
Özgür irade,  aslında insanların anlamakta çok güçlük çektiği veya var olmadığını düşündükleri  bir kavram olarak anlatılmış. Dini öğretilere göre insanın kendi kaderini şekilledirirken kader kavramını yanında öğrendikleri özgür irade, aslında insanların kaderlerini kendilerinin yarattıklarını göstermektedir. Filmde ise bu özgür irade konusu baştan sona irdelenmiş ve aslında özgür iradenin   var olmadığı sergilenmiştir.  İlahi olarak görevlendirilen kurtarıcı kadının bir kaç kez bu görevi bırakma teşebbüsleri melekler ve peygamberler tarafından engellenmiştir. Eğer özgür irade varsa kadın neden bu görevini istemesine rağmen bırakamamaktadır?  Buna ek olarak filmde sorgulanan “insan ne amaç için yaratıldı” sorusu karşılık bulmamaktadır. Ve bu karşılık bulmayan soruya ek olarak “insan ne için ibadet etmek zorundadır ve ibadet etmeyi seçmeyen( ki özgür iradeleri buna el vermektedir) kişiler neden cehenneme gitmektedir?”  soruları da sorulmaktadır. İnsanlara özgür irade veren tanrı, kendi isteği doğrultusunda ona ibadet etmeyenleri  cehenneme göndermekte ve aslında özgür irade kavramının gerçekten de ne kadar yapmacık bir yalan olduğunu ortaya koymaktadır.
Filmde, dini bir çok öğretinin aslında çok farklı olduğu gösterilerek katolik kilisesi ağır bir şekilde eleştirilmiştir. Kilisede kabul edilen her şeyin uygulanması gereken zorunluluklar olduğu, bu zorunluluklara uyarak cennete gidilebileceği dile getirilmiştir. İnsanları yönetmenin ve denetim altında tutmanın en kolay yolu olarak din gösterilmiş ve dini kurallar değiştirilerek insanlar üzerinde kaybedilen otorite tekrar kazanılmaya çalışılmıştır. Gerçek dünyada ise kilise sağlam bir otoriter güç olarak karşımızdadır. Ve filmde yapılan eleştiriler ile bu otoritenin aslında gerçek ilahi bir dayanağının olmadığı asılsız bir kurallar bütünü olduğu vurgulanmıştır. Bu yüzden de bize öğretilen bir çok dini öğretinin aslında sorgulanarak kabul edilmesi veya kabul edilmemesi gerekliliği anlatılmaktadır. İnsanlar inançları doğrultusunda yaşamak için kilisenin dediği her şeyi yerine getirmek zorunda değildir. Sorguladıkları ve kabul ettikleri doğruları dini kurallar olarak olarak algılamalıdırlar.
Yukarıdakilere ek olarak filmde tanrı kavramı çokça sorgulanmaktadır. Evet bir yaratıcı olduğu kabul edilmiştir ama bu yaratıcının sadece doğa üstü güçleri bulunmaktadır. Bu doğa üstü güçlere ek olarak insandan ayırt edilebilir hiç bir özelliği yoktur. Filmde tanrıya yaratma gücü olduğu düşünülerek kadın imgesi yakıltırılmıştır ama bu kadın vücudunda hapsolmuş varlık erkeksi isteklere de sahip bir şeydir. Tanrı tam anlamıyla insanlaştırılmış ve bir anlamda dünyamızı yaratanın insan olduğu ve yok edenin de insandan başka bir varlık olamayacağı anlatılmıştır. Ayrıca filmde tanrının gücü sorgulanmıştır. Dünya ve dünya düzeni yok olmanın eşiğindeyken bir insanın vücudunda dünyada hapsolmuş olan tanrı, kendi gücüyle bile oradan kurtulamamış, yarattığı her şeyin yok olacağını bilmesine rağmen kendi çabasıyla hiç bir şey yapamamıştır. Ayrıca kendi yarattığı varlıklara bile hitap etmekten yoksun olan tanrı kendi insanlarıyla iletişim kuramamakta onlara anlatmak istediklerini başka bir ilahi varlık yorumlamaktadır. Tanrının acizliği aşırı derecede ön plana çıkarılmıştır.
Doğmatik olarak hiç bir sorgulama gereksinimi duymadan kabul ettiğimiz dini öğretiler, bu filmde komik olaylarla eleştirilmiştir. En sağlam dini öğretilerin ve kavramların hedef alınması nedeniyle film, dikkatli gözler için, tamamen sorgulanmış dini öğretiler bütünü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder