Katolik
inancını yoğun bir şekilde eleştiren bu film, adından da anlaşılabileceği gibi
doğmatik inançları sorgulamakta ve dinin ne kadar da doğmatik olduğunu
vurgulamaktadır.
Filmde
komik bir şekilde ele alınan konular; başta meleklerin insanlara görünür bir
şekilde yoldaşlık etmesi, doğru bilinen bir çok dini öğretinin aslında yanlış
olduğu, özgür irade kavramının aslında hiç olmadığı, dini gerçeklerin çocuğunun
başta katolik kilisesi tarafından değiştirildiği, tanrının bile insani
özelikleri olduğu, tanrı dahil meleklerin de birşeylere gereksinim duyduğu veya insani zevkleri
olduğu, bir çok dini öğenin aslında sorgulanması gerektiğidir.
Dini
öğretilere göre insana yoldaşlık eden iki melek bulunur. Filmde bu meleklerin
yerini kurtarıcı kadına yoldaşlık eden farklı zevklere düşkün iki peygamber
almaktadır. Bu peygamberler ile, aslında peygamberlerin ne kadar da insancıl
varlıklar olduğu, sıradan insanlardan farklı olmadıkları, mucizelerinin
tesadüflerden ve doğal yeteneklerinden kaynaklanan sıradan olaylar olduğu
anlatılmaktadır. Ayrıca bu peygamberler ile, peygamberlerin birer kukladan
farklı olmadıkları dile getirilmiştir. Çok fazla zekalarını kullanmayan bu
insanlar, kendi kararlarından daha çok çevrelerinden ve ilahi güçten aldıkları
talimatları yerine getirmektedirler. Gerçek hayatta da dini liderlerin birer
siyasi lider olduğu veya siyasi otoriteler tarafından yönlendirilebildiği
düşünülürse; Dogma filmi bu konuda da çok yerinde eleştirilerde bulunmuş
diyebiliriz.
Özgür
irade, aslında insanların anlamakta çok
güçlük çektiği veya var olmadığını düşündükleri
bir kavram olarak anlatılmış. Dini öğretilere göre insanın kendi
kaderini şekilledirirken kader kavramını yanında öğrendikleri özgür irade,
aslında insanların kaderlerini kendilerinin yarattıklarını göstermektedir.
Filmde ise bu özgür irade konusu baştan sona irdelenmiş ve aslında özgür
iradenin var olmadığı
sergilenmiştir. İlahi olarak
görevlendirilen kurtarıcı kadının bir kaç kez bu görevi bırakma teşebbüsleri
melekler ve peygamberler tarafından engellenmiştir. Eğer özgür irade varsa
kadın neden bu görevini istemesine rağmen bırakamamaktadır? Buna ek olarak filmde sorgulanan “insan ne
amaç için yaratıldı” sorusu karşılık bulmamaktadır. Ve bu karşılık bulmayan
soruya ek olarak “insan ne için ibadet etmek zorundadır ve ibadet etmeyi
seçmeyen( ki özgür iradeleri buna el vermektedir) kişiler neden cehenneme
gitmektedir?” soruları da sorulmaktadır.
İnsanlara özgür irade veren tanrı, kendi isteği doğrultusunda ona ibadet
etmeyenleri cehenneme göndermekte ve
aslında özgür irade kavramının gerçekten de ne kadar yapmacık bir yalan
olduğunu ortaya koymaktadır.
Filmde,
dini bir çok öğretinin aslında çok farklı olduğu gösterilerek katolik kilisesi
ağır bir şekilde eleştirilmiştir. Kilisede kabul edilen her şeyin uygulanması
gereken zorunluluklar olduğu, bu zorunluluklara uyarak cennete gidilebileceği
dile getirilmiştir. İnsanları yönetmenin ve denetim altında tutmanın en kolay
yolu olarak din gösterilmiş ve dini kurallar değiştirilerek insanlar üzerinde
kaybedilen otorite tekrar kazanılmaya çalışılmıştır. Gerçek dünyada ise kilise
sağlam bir otoriter güç olarak karşımızdadır. Ve filmde yapılan eleştiriler ile
bu otoritenin aslında gerçek ilahi bir dayanağının olmadığı asılsız bir
kurallar bütünü olduğu vurgulanmıştır. Bu yüzden de bize öğretilen bir çok dini
öğretinin aslında sorgulanarak kabul edilmesi veya kabul edilmemesi gerekliliği
anlatılmaktadır. İnsanlar inançları doğrultusunda yaşamak için kilisenin dediği
her şeyi yerine getirmek zorunda değildir. Sorguladıkları ve kabul ettikleri
doğruları dini kurallar olarak olarak algılamalıdırlar.
Yukarıdakilere
ek olarak filmde tanrı kavramı çokça sorgulanmaktadır. Evet bir yaratıcı olduğu
kabul edilmiştir ama bu yaratıcının sadece doğa üstü güçleri bulunmaktadır. Bu
doğa üstü güçlere ek olarak insandan ayırt edilebilir hiç bir özelliği yoktur.
Filmde tanrıya yaratma gücü olduğu düşünülerek kadın imgesi yakıltırılmıştır
ama bu kadın vücudunda hapsolmuş varlık erkeksi isteklere de sahip bir şeydir.
Tanrı tam anlamıyla insanlaştırılmış ve bir anlamda dünyamızı yaratanın insan
olduğu ve yok edenin de insandan başka bir varlık olamayacağı anlatılmıştır. Ayrıca
filmde tanrının gücü sorgulanmıştır. Dünya ve dünya düzeni yok olmanın
eşiğindeyken bir insanın vücudunda dünyada hapsolmuş olan tanrı, kendi gücüyle
bile oradan kurtulamamış, yarattığı her şeyin yok olacağını bilmesine rağmen
kendi çabasıyla hiç bir şey yapamamıştır. Ayrıca kendi yarattığı varlıklara
bile hitap etmekten yoksun olan tanrı kendi insanlarıyla iletişim kuramamakta
onlara anlatmak istediklerini başka bir ilahi varlık yorumlamaktadır. Tanrının
acizliği aşırı derecede ön plana çıkarılmıştır.
Doğmatik
olarak hiç bir sorgulama gereksinimi duymadan kabul ettiğimiz dini öğretiler,
bu filmde komik olaylarla eleştirilmiştir. En sağlam dini öğretilerin ve
kavramların hedef alınması nedeniyle film, dikkatli gözler için, tamamen
sorgulanmış dini öğretiler bütünü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder